İçeriğe geç

Depresyon üzerine

Depresyon üzerine…

Depresif epizot yani depresif dönemde olan bireyler, diğerleri tarafından anlaşılmadıklarını düşünebilmekteler. Dönem dönem üzgün olmak yerine “depresyondayım” denildiği, depresyona sahip olmanın moda olduğuna da şahit olduğumuzu sizlerde hatırlayacaksınızdır.

Depresyon, mutsuzluktan farklıdır. Mutsuzluk her duygu gibi yaşantılanması, hissedilmesi normal bir duygudur. Fakat depresyon, kara bir bulut gibi çöker insanların yaşantılarına. Gözlerinizin önünde kendilerini kapatırlar yaşama. Önce sadece sessizleştiklerini, sonra son zamanlarda mutsuz gözüktüklerini fark edersiniz. Sonra bi bakarsınız okulda/işte görmemeye başlarsınız. Sonra evden hiç çıkmadıklarını öğrenirsiniz. Sonra odalarından çıkamaz olurlar. Yataktan kalkmak anlamsızdır çünkü. Diş fırçalamak dünyanın en zor ve anlamsız işi haline gelebilir. İçinizde hiç azalmayan bir sızı, umutsuzluk, mutsuzluk. Yemek yemek istemez olursunuz. Yemeği kalkıp hazırlamak eziyet. Hazır yemeyi yemek bile zor, zaten canınızda çekmiyor artık açlık bile hissetmiyorsunuz. Yataktan kalkıp tuvalete girmek bile zorlaşır. Ağlarsınız. Gün gelir ağlamak bile zorlaşır. Hayat anlamsızlaşır.

İlk staja başladığımda henüz üniversitedeyken, psikiyatri servisine bir birey yatırıldı. Depresyonu yukarıda bahsettiğim kadar ağır seyretmiş, öyleki evde tek başına günlerce yemek yememiş halde, aç, susuz, kirli, perişan halde bulunmuştu.

Ben o bireyin yukarıda bahsettiğim gibi üzerine karanlıklar çöküşünü gözlemlememiştim. Geldiğinde karanlıklardaydı zaten. Fakat sonra ne oldu? Yavaş yavaş güneşin doğuşunu o kişinin yüzünde gözlemledim. Her gün, yavaş yavaş. Elbet hastaneden ayrıldıktan sonra, ayaktan tedavisini de gözlemleyebilsem, çiçekler açtığına da şahit olacaktım.

Siz de çiçekler açacaksınız. Bana inanın! O yataktan ilk çıkışınız en zoru olacak. İlk duş alışınız eziyet gibi, diş fırçalayışınız, saçınızı tarayışınız, kalkıp yemek hazırlayışınız… Ama inanın şimdiki kadar zor olmayacak ikinci defa bunları yapışınız. Şuan hissettiğiniz tükenmişlik, asla sonsuza kadar ve kalıcı olmayacak, buna inanın. Bu gün kendiniz için o yataktan çıkın ve yardım isteyin!

Uzman Klinik Psikolog Damla Eralan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir